Key Points

`Win or lose, everybody gets what they want out of the market. Some people seem to like to lose, so they win by losing money.` Ed Seykota

27 Haziran 2013 Perşembe

SPEKÜLATÖR’ÜN MİSYONU

Spekülatör bir insandır. Her alanda olduğu gibi onun ve yaptığı işin de doğru tanımlanması gerekir. Çoğunlukla ve çoğunluk tarafından olumsuz algılanan pek çok meslek ve meslek erbabı bulunmaktadır. Bunlardan biri de maalesef spekülatördür. Bu olumsuz algı ve yargıyı ortadan kaldırmanın en sağlıklı yollarından biri, üzerinde durulan konu ve öznenin ne olmadığını gözler önüne sermektir.

Spekülatör Bir Günah Keçisi Değildir

En başta bilinmesi gereken, aşırı yüksek ya da düşük hiçbir fiyatlamanın ardındaki nedenin spekülasyon olmadığı gerçeğidir. Asıl neden arz ve talep arasındaki ince denge ve hükümetlerin uyguladığı kur politikalarıdır. Spekülatör bu ince denge ve kur politikaları doğrultusunda, “adil fiyatın tesbiti” hizmetini veren piyasalara, üreticiler, tüketiciler ve tüccarlar gibi, hatta daha yoğun olarak katılarak derinlik ve etkinlik kazandırır.


Piyasaların amortisörü risktir. Riskin olduğu yerde de spekülatör vardır. Çünkü spekülatör kâr etmek amacıyla riski, kayb etme olasılığını gönüllü olarak üstlenen kişidir. Zarar etme olasılığına rağmen etkin biçimde piyasaya katılarak, mutlak anlamda hizmet eder. Çok cüzi finansal varlığına rağmen asıl sermayesi bilgi ve bilgiyi değerlendirme yeteneği, becerisidir. Piyasalardaki fiyatlamaların eğrisi doğrusu hakkında, fikri mütalaa ile zihni tahliller yapan bir mütefekkirdir. Günümüzde muazzam boyutlara ulaşan borsa ve piyasalarda mutlak anlamda yokluğu, tüm dünya ekonomisini çok kısa sürede çökertebilecek bir fonksiyonu icra eder.

Misyonu “adil fiyatın tesbit” edilmesine katılmaktır. Bu nedenle de adil olmak zorundadır. Ve adildir. Vizyonu vardır. Bir gün şayet başarılı olursa, elde ettiği servetle neler yapacağına dair düşleri vardır. Servetin “başkalarına keyif verdiği sürece güzel” olduğunu en iyi bilen insandır.  Asıl zenginliğin insanların kasalarında değil yüreklerinde olduğunun farkındadır. Çünkü o zararı gönülden üstlenen bir savaşçıdır.

Asıl Misyon Kendini Tanımak ve Gerçekleştirmektir

İnsanın tüm hayatı boyunca gün içinde en çok yaptığı ve yaşadığı, oksijenle olan ilişkisi olan solunum, nefes alıp vermektir. Ya da tam tersi: nefes verip almak! Bu arada her birimizin zihninden 40 bin ile 50 bin arasında düşünce geçer. Bedenimiz ihtiyari, gayri ihtiyari bir çok işlevlerde bulunur. Öyle ki tüm bunları fark etme ve iletme olanağımız bir güne sığamayacak kadar sınırlıdır. Sınırlı olunca tüm bunlar zihnimizde birikir. Öyle ki, tüm bu düşünce ve işlevlerin farkında olmak; bunları iletme olanağını doğru ve düzenli bir biçimde kullanmak istenç, umut, çaba, içtenlik, ciddiyet ve samimiyet gerektirir. 

Yazmak, öyle ya da böyle edebi bir faaliyettir. Sonuçta yazdıklarımızı okuyacak kişileri etkileriz. Yazdıklarımız bilgi verici ya da ikna edici olsun, muhataplarımızı müsbet ya da menfi manada etkiler. Konfüçyüs “kendini gerçekleştirme”de yazıcılığı, yazma faaliyetini en alt basamak olarak sınıflar. Aslında biz tüm düşünce, duygu ve davranışlarımızla kendimizi gerçekleştirmeyi amaçlarız. Bu süreçte fizyolojik, sosyolojik, psikolojik ve manevi olarak doyuma ulaşmaya çalışırız. Maslow’a göre bir alt basamaktaki doygunluğa ulaşmadan, bir üstteki doygunluğa ulaşabilmek mümkün değildir. Görünüşte öyle imiş gibi gözükse bile, bu tam anlamıyla bir doygunluk değildir. 

Konuyu ekonomiye bağlarsak, ilk iki basamak ekonominin alanına girer. Çünkü eşeysellik dediğimiz cinsellikle insan her kültüre has bir şekilde, sosyalleşmeye adım atar. Bu nedenle fizyolojik doyum ile sosyolojik doyum arasında eşeysellik köprü görevini yapar. Cinsellik hem fizyolojik hem de sosyolojik alana aittir. Bir insan fizyolojik ihtiyaçlarının gerçekleşmesi ile erke, cinsel ihtiyacının gerçekleşmesi ile de sosyolojik hayata adım atar. Sosyolojik doyumun gerçekleşmesine ilk adım türün karşı cinse ilgi duymasıdır. Öyle ki, bu münasebet gerçekleştikten itibaren sosyolojik hayat başlar. Aile kurulduktan itibaren kök anlamı “ev idaresi” olan ekonomi tam anlamıyla başlamış demektir. 

Ekonomi şu dört faydayı gerçekleştimek için vardır: İnsanın açlığının ve susuzluğunun giderilmesi, giyinmesi, barınması ve tüm bunların olması gereken zamanda gerçekleşmesi. Bu dört faydanın en önemlisi zamandır. Çünkü ilk üç fayda zamanında sağlanmazsa insanın kendi içinde ve çevresinde kargaşa çıkar. Bu da ekonomiye direk olarak olumsuz anlamda tesir eder. 

Bir insanın meslek sahibi olması, üçüncü ve dördüncü basamağa ait olan sevgi ve başarı ile alakalıdır. Bu her meslek sahibi için geçerli olduğu gibi bir spekülatör için de geçerlidir. Gerçek bir spekülatörde, yine Maslow’un tüm kendini gerçekleştirmiş kişilerde ortak olarak gözlemlediği 16 özellik bulunur ya da bulunmalıdır. 

Kendini gerçekleştirmiş bir kişi;

• Gerçeğin bilinebilecek yönlerini, doğru olarak algılar.
• Bilenemeyecek olanların bilinemeyeceğini, doğru olarak algılar.
• Gerçeği olduğu gibi kabul eder.
• Kendisini olduğu gibi kabul eder.
• Başkalarını olduğu gibi kabul eder.
• Yaşamın getirdiği olayları tam anlamıyla yaşayarak tadını çıkarma eğilimindedir.
• Kendiliğinden hareket eder.
• Yaratıcı bir biçimde davranabilir.
• Kendine ve yaşama gülebilir.
• İnsanlığa değer verir ve onun sorunlarını ciddiye alır.
• Son derece yakın ve derin birkaç dostu vardır.
• Yaşamı bir çocuğun gözü ve kalbiyle görüp yaşayabilir.
• Gerektiğinde çok çalışır ve sorumluluğunun farkındadır.
• Dürüsttür.
• Çevresinin farkındadır, sürekli çevresini araştırır ve yeni şeyler dener.
• Savunucu değildir.

Gerçekte yaptığı iş, piyasanın eğrisi doğrusu üzerinde fikren mütalaa, zihnen tartıp tahlil etme ve tefekkür olan bir spekülatörün asıl misyonu da, her meslek erbabı gibi kendini gerçekleştirmektir. Çünkü, gerçek bir spekülatör kendisi nasılsa, ne seviyede ise piyasaya yansımasının da, o hal ve etkinlikte olacağını bilir. 

Kendini gerçekleştirmek hayatın dengesini bulmaktır. Hayatın dengesini bulan bir spekülatör güven ile tevazu arasında, fiyatların istikrarına, adil olmasına katkı sağladığı gibi, ekonomik hayata da denge getirecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder